28 Temmuz 2009 Salı

DA’VÂ ADAMI

DA’VÂ ADAMI

Kıvrım kıvrım Hakk’a uzanan ışıktan yolda,
Benlik adına herşeyini aşan kahraman...
Hilkata âid sırların anahtarı onda,
Büklüm büklüm bir yumak onun elinde zaman.
Durmuş göğe giden yolda rampalar kuruyor,
Ermiş Hızır’la bir sırlı halvete önceden..
Gelip geçenlere şafak mesajı sunuyor,
Bağrında tek ışığın çakmadığı geceden...
Elinde meş’ale, saçıyor nûr üstüne nûr,
Kandiller sıra sıra geçtiği her bucakta;
Atlas iklîminde her dem üfül üfül huzûr,
Tütüyor anber kokusu tüten her ocakta.
Ve yeşeriyor uğradığı yerler ardından,
Nârâ atıyor ovalar, vâdîler, yamaçlar...
Rüzgâr bahar kokusuyla esiyor her yandan,
Artık dirilip doğruluyor otlar, ağaçlar.
Sonsuz’la içiçe onun düşünce dünyâsı,
Dilinde bir yanık türkü, gönlünde heyecân;
Gözlerinde rengârenk âhiret haritası,
Benliğinde nokta nokta ötelere imân...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder