20 Mayıs 2009 Çarşamba

Minik Dualar - Anne Baba Duası

Minik minik adımlar
Atar iken ben
Bir elimden babam tuttu
Bir elimden annem

Rabbim hep sev onları ayırma rahmetinden
Mahrum etme merhametinden
Rabbim hep sev onları ayırma cennetinden
Cennette de birbirimizden

Şimdi onlar uzakta
Ben uzaktayım
Allah'ım sen her kuluna
Hep en yakınsın

Minik Dualar - Yemek Duası

Yemekten önce Bismillah
Sonrası Elhamdülillah

Dün yemeğe başlarken
Babam bismillah dedi
Yemeğini yedikten sonra
Elhamdülillah dedi
Sonra sordum babama
Bismillah ne demektir
Sonra sordum anneme
Elhamdülillah nedir?
Babam dedi yavrucuğum;
Yemeği bize Allah verir
Onun içinde başlarken
Onun adı hep söylenir
Yemeği bitirdikten sonra
O'na teşekkür edilir
Yemeği bitirdikten sonra
Elhamdülillah denir.

Yemekten önce Bismillah
Sonrası Elhamdülillah

Minik Dualar - Yağmur Duası

Meleklerin elleri damlaları taşırlar
Yaprakların üstüne rahmet olur damlalar
Çiçekler onu içer, kuzular onu içer, çocuklar suyu içer
Allah'a teşekkür ederler

Yağ yağ yağmur teknede hamur
Ver Allah'ım ver hayırlıca yağmur

Biz teşekkür edersek, meleklerini gönderir
Yağmur toprağa düşer, çiçekler onu içer, çocuklar suyu içer,
Allah'a teşekkür ederler

Yağ yağ yağmur teknede hamur
Ver Allah'ım ver hayırlıca yağmur

Minik Dualar - Teşekkür Ederim Allah'ım

Teşekkür ederim Allah'ım
Seni çok seviyorum Allah'ım

Sen ganisin, sen rahimsin, sen kerimsin Allah'ım
Sen seversin, sevilirsin sen tek birsin Allah'ım

Bir gül aldım elime
Görmem için göz verdin
Koklamaya burnumu,
Tutmam için el verdin

Teşekkür ederim Allah'ım
Seni çok seviyorum Allah'ım

Anneciğimin sesini
Duymaya kulak verdin
Ondan dua öğrendim
Söylemeye dil verdin

Teşekkür ederim Allah'ım
Seni çok seviyorum Allah'ım

Sen ganisin, sen rahimsin, sen kerimsin Allah'ım
Sen seversin, sevilirsin sen tek birsin Allah'ım

Teşekkür ederiz Allah'ım
Seni çok seviyoruz Allah'ım

19 Mayıs 2009 Salı

Yol Mu Dayanır - Ömer Karaoğlu

Yağmur düştü yolumuza,,
Dolu kar vurdu, dolu kar vurdu.
Yiğit, yiğide yanaşmak.
Yine kar oldu, yine kar oldu.

Gönül, gönüle değince,
Yol mu dayanır hey dost, yol mu dayanır ?

Arif olan söylemişti,
Bu yol çetindir, bu yol çetindir,
Gözümün nuru peygamber,
O da yetimdir, o da yetimdir.

Omuz, omuza verince,
Yol mu dayanır ey dost, yol mu dayanır ?

Zaman sevdamıza gebe,
Asla bükülme, asla bükülme,
Elbet bu yol düze çıkar,
Sakın dökülme, sakın dökülme.

Dönüp Hakk’a yürüyünce,
Yol mu dayanır ey dost, yol mu dayanır ?

Esir olmuş bileklerimiz, elimiz, ayağımız

Esir olmuş bileklerimiz,elimiz ayağımız,
Esir olmuş gören gözümüz,işiten kulağımız.

***

Bir gün dağlar,yürür dağlar,
Bir gün güneş fersiz kalır,
Tüm yıldızlar dökülür yere,
Yer söyler haberini,

***

Adımlar bir meydana yönelir,
Bedenler taş kesilir,
Sorulur bir gün,sorulur bi rbir,
Sorulur bir gün sorulur,

***

Alıp güneşi götürmüşler,buradan uzaklara
Küçümen çocuklarımızı komuşlar hep güneşsiz,

***

Bir gün dağlar,yürür dağlar,
Bir gün güneş fersiz kalır,
Tüm yıldızlar dökülür yere,
Yer söyler haberini,

***

Adımlar bir meydana yönelir,
Bedenler taş kesilir,
Sorulur bir gün,sorulur bi rbir,
Sorulur bir gün sorulur,

Kurtuluşun Ölümü - Ömer Karaoğlu

Sehpalarında sarıkla sallandığımız,
Sabahlara sorun bizi,
Suçumuz adımızda saklıdır,
Düşmana ölüm yağdırdığımız Hamidiye,
Yürür üstümüze,
Şaşkınız,
Öfkeliyiz,
Söylenmez biz,
Hangi suçtan ölmeliyiz…

***

Ölüme değil,
Ölümden değil gardaş,
Biz dili bağlı,
Gitmeye yanarız,
Savrulsun sarığımız,
Erzurum’dan Rize’ye
Maraş’tan Konya’ya
Umudun dili olsun.

***

Bir gün konuşur devleşen bedenimiz,
Sevdamızla mayaladığımız bu toprak,
Ahdimize nankörlük etmez,

***

Ölüme değil,
Ölümden değil gardaş,
Biz dili bağlı,
Gitmeye yanarız,
Savrulsun sarığımız,
Erzurum’dan Rize’ye
Maraş’tan Konya’ya
Umudun dili olsun.

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Güllerin Efendisi

Bakü’de şimdi yaz var,
İçimde bir haz var,
Gönlümden efendime inceden giden,
Gizli bir niyaz var.

***

Güllerin, güllerin, güllerin efendisi,
Şu canımın nefesi,
Güllerin, güllerin, güllerin efendisi
Can özümün nefesi.

***

Ah ne olur rüyama girsen !
Girsende gül yüzünü görsem !
Görsemde yüz kere, bin kere ölsem !
Güllerin efendisi.

***

Güllerin, güllerin, güllerin efendisi,
Şu canımın nefesi,
Güllerin, güllerin, güllerin efendisi
Can özümün nefesi.

Özünde İslam

ÖZÜNDE İSLAM

Özünde İslam sözünde Kur’an
Kalbinde iman de Allah Allah
Şeytana uyma sakın ha durma
Gir hak yoluna de Allah Allah
Bu canda canı rabbini tanı
Yaşa Kur’an’ı de Allah Allah

Allah ya Âlim Allah ya Kerim Allah ya Azim Allah
Allah ya Âlim Allah ya Halim Allah ya Hakim Allah

Yaşın geçmeden ömrün bitmeden
Göçüp gitmeden de Allah Allah
Ömür bitiyor gelen gidiyor
Konan göçüyor De Allah Allah
Yeme haramı deme yalanı
Zikret rahmanı de Allah Allah

Allah ya Âlim Allah ya Kerim Allah ya Azim Allah
Allah ya Âlim Allah ya Halim Allah ya Hakim Allah

Derman dertlere, tüm kem gözlere
Hasta kalplere, de Allah Allah
Kanasın yaran Allah de her an
Okuyup Kur’an de Allah Allah
Seversen eğer sevmeye değer
Biçilmez değer de Allah Allah

Allah ya Âlim Allah ya Kerim Allah ya Azim Allah
Allah ya Âlim Allah ya Halim Allah ya Hakim Allah

10 Mayıs 2009 Pazar

Sami Yusuf : Al-Mu'allim

Al-Mu'allim

We once had a Teacher
The Teacher of teachers,
He changed the world for the better
And made us better creatures,
Oh Allah we’ve shamed ourselves
We’ve strayed from Al-Mu'allim,
Surely we’ve wronged ourselves
What will we say in front him?
Oh Mu'allim...

Chorus
He was Muhammad salla Allahu 'alayhi wa sallam,
Muhammad, mercy upon Mankind,
He was Muhammad salla Allahu 'alayhi wa sallam,
Muhammad, mercy upon Mankind,
Teacher of all Mankind.
Abal Qasim [one of the names of the Prophet]
Ya Habibi ya Muhammad
(My beloved O Muhammad)
Ya Shafi'i ya Muhammad
(My intercessor O Muhammad)
Khayru khalqillahi Muhammad
(The best of Allah’s creation is Muhammad)
Ya Mustafa ya Imamal Mursalina
(O Chosen One, O Imam of the Messengers)
Ya Mustafa ya Shafi'al 'Alamina
(O Chosen One, O intercessor of the worlds)
He prayed while others slept
While others ate he’d fast,
While they would laugh he wept
Until he breathed his last,
His only wish was for us to be
Among the ones who prosper,
Ya Mu'allim peace be upon you,
Truly you are our Teacher,
Oh Mu'allim..

Chorus
Ya Habibi ya Muhammad
(My beloved O Muhammad)
Ya Shafi'i ya Muhammad
(My intercessor O Muhammad)
Ya Rasuli ya Muhammad
(O My Messenger O Muhammad)
Ya Bashiri ya Muhammad
(O bearer of good news O Muhammad)
Ya Nadhiri ya Muhammad
(O warner O Muhammad)
'Ishqu Qalbi ya Muhammad
(The love of my heart O Muhammad)
Nuru 'Ayni ya Muhammad
(Light of my eye O Muhammad)
He taught us to be just and kind
And to feed the poor and hungry,
Help the wayfarer and the orphan child
And to not be cruel and miserly,
His speech was soft and gentle,
Like a mother stroking her child,
His mercy and compassion,
Were most radiant when he smiled

Chorus
Abal Qasim [one of the names of the Prophet]
Ya Habibi ya Muhammad
(My beloved O Muhammad)
Ya Shafi'i ya Muhammad
(My intercessor O Muhammad)
Khayru khalqillahi Muhammad
(The best of Allah’s creation is Muhammad)
Ya Mustafa Ya Imamal Mursalina
(O Chosen One O Imam of the Messengers)
Ya Mustafa ya Shafi'al 'Alamina
(O Chosen One O intercessor of the worlds)

9 Mayıs 2009 Cumartesi

Gel Gör Beni Aşk Neyledi

Gel Gör Beni Aşk Neyledi


Ben yürürüm yana yana

Aşk boyadı beni kana

Ne deliyem ne divane

Gel gör beni aşk neyledi



Gah eserim yeller gibi

Gah tozarım yollar gibi

Gah akarım seller gibi

Gel gör beni aşk neyledi



Akar suların çağlarım

Dertli ciğerim dağlarım

Şeyhim anuban ağlarım

Gel gör beni aşk neyledi




Ya elim al kaldır beni

Ya vaslına erdir beni

Çok ağlattın güldür beni

Gel gör beni aşk neyledi



Ben yürürüm ilden ile

Şeyh anarım dilden dile

Gurbette halım kim bile

Gel gör beni aşk neyledi





Mecnun oluban yürürüm

O yâri düşte görürüm


Uyanıp melül olurum

Gel gör beni aşk neyledi



Miskin Yunus biçareyim

Baştan ayağa yareyim

Dost elinde avareyim

Gel gör beni aşk neyledi

5 Mayıs 2009 Salı

Çarenmi Var

gururlanma insanoğlu
ölmemeye ÇARENMİ VAR....
hazan görmüş bir gül gibi
solmamaya ÇARENMİ VAR....

dünya denen dolap döner
bütün mahluk olan biner
yağı biten kandil söner
sönmemeye ÇARENMİ VAR....

hiç güvenme mala mülke
gitmez isen doğru yola
tatlı canın azraile
vermemeye ÇARENMİ VAR....

hiç güvenme can dostuna
kapışırlar mal kastına
çıkıp teneşir üstüne
yatmamaya ÇARENMİ VAR....

düşünmezsin hiç ölmeyi
terketmezsin sen gülmeyi
yakası yok ak gömleği
giymemeye ÇARENMİ VAR.....

nerde ecdat nerde ata
hakka karşı yapma hata
tabut denen tahta ata
binmemeye ÇARENMİ VAR.....

daim yürür hak izinde
hakkı söyler her sözünde
dört kişinin omuzunda
gitmemeye ÇARENMİ VAR....

kalkacaktır gözden perde
göreceksin yerin nerde
ev kazarlar kara yerde
yatmamaya ÇARENMİ VAR....

münker nekir gelecektir
rabbin kimdir diyecektir
mümin cevap verecektir
vermemeye ÇARENMİ VAR......

dursun Ali Erzincanlı - Asr-ı saadet'te çocuk olmak

ASR-I SAADET’TE ÇOCUK OLMAK

Asr-ı Saadette çocuk olmak...
Ümmü Halid olmak...
Halid bin Said’in küçük kızı...
Kırmızı bir elbise var üzerinde.
Ve babasıyla beraber Allah(C.C) Rasulü’nün huzurunda. Bu kız çocuğu Habeşistan’da doğduğu için Efendimiz,onu görünce;
‘Sene!Sene!’diye sesleniyor ona.
Habeş dilinde ‘güzel kız’ anlamında
Sohbet ilerledikçe Ümmü Halid,
Efendimize daha çok yaklaşıyor
Ve bir ara sırtındaki Peygamberlik mührüyle oynamaya başlıyor.
Halid bin Said hemen müdahale ediyor kızına.
Ama Hz.Peygamber ona engel oluyor;
‘Bırak oynasın’diyor.

Bir keresinde Efendimize bir yerden kumaş gelmişti, Arasında iki tarafı da işlemeli bir de elbise vardı. Bana Ümmü Halid’i getirin buyurdular.
Ümmü Halid getirilince,
Elbiseyi ona giydirdiler ve iki kez;
‘Bunu giy üzerinde eskisin’dediler.
Sonra da elbisede bulunan çiçek işlemesini parmaklarıyla göstererek ‘Ümmü Halid!Bak bu güzel,bu çok güzel’dediler.

Asr-ı Saadette çocuk olmak...
Abdullah,Ubeydullah veya kesir olmak,
Hz.Abbas’ın çocukları,
Fahr-i Kainat onları yan yana dizer,
Sonra karşılarına geçer,ve
Kim benim yanıma daha önce gelirse,
Ona şunu şunu verecem derdi,
Onlarda koşarak gelir
Hz.Peygaberin sırtına tırmanır
Göğsünün üzerine çıkarlardı
Hz.Peygamberde onları öpüp bağrına basardı

Abdullah bin Cafer anlatıyor,
Çocukluğumda Abbasın oğlu Kusem ve Ubeydullahla oyun oynadığımız bir sırada
Rasulullah yanımızdan geçti
Beni gördüklerinde şu çocuğu bana uzatınız buyurdular
Beni bineğinin önüne oturttular
Sonra da Kusemi göstererek şimdide şunu uzatınız dediler
Ve onuda terkisine bindirdiler
Sonra da Fahr-i Kainat başımı üç kere sıvazladılar
Her sıvazlamada da
EY RABBİM(C.C) Sen Caferin yokluğunu çocuklarına hissettirme
Ve onun yerini Sen doldur diye dua ettiler

Asr-ı Saadette çocuk olmak...
Hasan Hüseyin olmak
Efendimizin gül demetleri
Selman i farisi anlatıyor
Bir gün Rasulullah la birlikte oturduğumuz bir sırada
Ümmü Eymen gelerek Ya Rasulallah
Hasan la Hüseyin kayboldular dedi
Hz Peygamber etrafında oturan bizlere
Kalkınız ve oğullarımı arayınız buyurdu
Ve herkes bir tarafa dağıldı
Bende Hz Peygamberin gittiği tarafa yöneldim
Bir dağın eteğine kadar geldik
Bir de ne görelim
Hasan la Hüseyin birbirlerine sarılmış uyuyorlar
Hz Peygamber onların yanına gitti
Onları birbirlerinden ayırdı
Yüzlerin,i okşayıp şöyle dedi
Annem Babam size kurban olsun
Siz ikiniz Allah(CC)katında ne kadar değerli ve şereflisiniz
Sonra da birini sağa öbürünüde sol omzuna aldı
Onları böyle görünce ben dedim ki
Cennet sizlerin olsun ne güzel bir bineğiniz var böyle
Rasulullah da şöyle buyurdu
Ama onlarda ne güzel binicidirler


Asr-ı Saadette çocuk olmak...
Ümame olmak..
Hz Zeynebin küçük kızı
Efendimizin bir başka gülü
Fahr-i Kainat onu çok seviyor
Ve namaz kılarken bile onu yanından ayırmıyor
Öyleki Allah(CC)Rasulü namaz kılarken ümame onun sırtına biniyor
Rükuya eğildiği sırada Efendimiz onu yere indiriyor
Kalkarkende yine dedesinin sırtında
Ve bir gün oluyor Ümame hastadır
Ve bu hastalıktan kurtulamıcaktır
Hz Zeynep Babasının gelmesi için haberci gönderir
Hz Peygamber torununu son kez görecektir
İçeri girip Ümamenin yanına oturunca
Ümame hemen dedesinin kucağına çıkar
Ve ona sokulur
Allah(CC)Rasulü onu bu halde görünce
Gözlerinden yaşlar boşalır


Şefkat ve merhamet nazarıyla dolmak
Veya Asr-ı Saadette çocuk olmak...

Ömer Karaoğlu - Köz

KÖZ

Bir ummandan bir ummana
Savrulur durur yüreğim
Asi dalgalara vurur
Gene de közdür yüreğim

Kimseler beni dinlemez
Bari sen dinle yüreğim
Rüyalar bile terketti
Bari sen gitme yüreğim


Dağlar ağlar taşlar ağlar
Gözlerde yok yaş yüreğim
Beni bir başıma koyma
Birlikte savaş yüreğim

Sokaklar hep ölü dolu
Görüyor musun yüreğim
Bak şehireler küf kokuyor
Anlıyor musun yüreğim

Ömer Karaoğlu - Sorulur

Sorulur

Esir olmus bileklerimiz, elimiz, ayagimiz
Esir olmus goren gozumuz, isiten kulagimiz

Bir gun daglar, yurur daglar
Bir gun gunes fersiz kalir
Tum yildizlar dokulur yere
Yer soyler haberini
Adimlar bin meydana yonelir
Bedenler tas kesilir
Sorulur bir gun
Sorulur bir bir
Sorulur bir gun, sorulur

Alip gunesi goturmusler burdan uzaklara
Kucumen cocuklarimizi komuslar hep gunessiz

Şehit Tahtında

ŞEHİT TAHTINDA

Şehit tahtında Rabbe gülümser
Ah binler ce canım olsaydı der
Şehit tahtında Rabbe gülümser
Canım bedeli bir sofradan yer

Ümitsiz olmaz ümitsiz olmaz
Sevdasız olmaz sevdasız olmaz

Dağları oyup zindan etseler
Allah nurunu söndüremezler
Dağları oyup zindan etseler
Davamın önüne geçemezler

Yarasız olmaz Çilesiz olmaz
Şehitsiz olmaz Kurbansız olmaz

Şehit tahtında Rabbe gülümser
Ah binler ce canım olsaydı der
Şehit tahtında Rabbe gülümser
Canım bedeli bir sofradan yer

Karanlık ölür zülümat ölür
Gözler önünde ve Ölüm ölür

Anladım artık Uhud ve Bedir
Ve Ümit sevda Şehadet nedir
Soludum Kanri Mahşer anını
Ümidi Şehidi ve Sevdayı

Şehit tahtında Rabbe gülümser
Ah binler ce canım olsaydı der
Şehit tahtında Rabbe gülümser
Canım bedeli bir sofradan yer

Abdurrahman ÖNÜL - Mescid-i Aksa

Abdurrahman ÖNÜL - Mescid-i Aksa

Mescid-i Aksa'da ışıklar sönmüş Zalimler kurulmuş gözleri dönmüş
Nebiler diyarı ne hale düşmüş kana boyamışlar şu Filistini

Feryad ediyorlar kardeş bacılar hergün ölüyorlar masum çocuklar
Mahşer günü ALLAH hesabı sorar kana boyamışlar şu Filistini

Beytullahtan önce kıble orası Filistinde eser şiddet havası
Ne kalmış bir dalı ne de ovası kana boyaşmışlar şu Filistini

Feryad ediyorlar kardeş bacılar hergün ölüyorlar masum çocuklar
Mahşer günü ALLAH hesabı sorar kana boyamışlar şu Filistini

Barut kokusundan çiçekler solmuş cami minareler topa tutulmuş
Bir kara beladır musallat olmuş kana boyamışlar şu Filistini

Feryad ediyorlar kardeş bacılar hergün ölüyorlar masum çocuklar
Mahşer günü ALLAH hesabı sorar kana boyamışlar şu Filistini

Eşref Ziya Sensin Gülüm

Eşref Ziya Sensin Gülüm

Hasretle doluyum hazanda mevsimler
Hicranlar bitmiyor küllendi alevler
Vuslatım nerede yüreğim ah inler
Andığım, yandığım, kandığım sensin gülüm

Sen orada, gurbetin yolundayım ben
Sen orada, gariplik yurdundayım ben
Sen orada, özlemin sonundayım ben
Sen içimde bir sevdasın gülüm

Sonsuza uzanan hayalin peşindeyim
Gecenin seyrinde seherin zevkindeyim
Mehtaba uyanan göklerin fevkindeyim
Andığım, yandığım, kandığım sensin gülüm

4 Mayıs 2009 Pazartesi

Allah Allah Dedikçe

Allah Allah Dedikçe

Gelin Allah diyelim,
Kalpten pası silelim,
Alemler seyredelim,
Allah Allah dedikçe.

Nerde tevhid çekilir,
Melekler saf saf gelir,
Hepsi tekbir getirir,
Allah Allah dedikçe.

Zikri Hakka başlandı,
İsm-i Celal hızlandı,
Arş-ı A’la sallandı,
Allah Allah dedikçe.

Gönüller şadan olur
Kaygudan azad olur,
Can mülkü abad olur
Allah Allah dedikçe.

Gafil olma Naci ya!
Hakkı zikret daima,
Seni zikreder Hüda,
Allah Allah dedikçe.

Canım kurban olsun senin yoluna

Canım kurban olsun senin yoluna
Adı güzel kendi güzel Muhammed
Gel şefaat eyle kemter kuluna
Adı güzel kendi güzel Muhmamed

Mümin olanların çoktur cefası
Ahirette vardır zevk-ü sefası
Onsekizbin alemin Mustafası
Adı güzel kendi güzel Muhammed

Yunus der neylerem cihanı sensiz
Sen hak peygambersin şeksiz gümansız
Sana inanmayan gider imansız
Adı güzel kendi güzel Muhammed

Kerbela

imam hüseyini vurdular
kolunu kanadını kırdılar
al kanlara boyadılar
kerbelada kerbelada

imam hüsyin susamıştı
bir yudum su aramıştı
ana yüreği yanmıştı
kerbelede kerbelada

imam hüseyin şehit oldu
gül bahçemde güller soldu
topraklar kan ilşe doldu
kerbelada kerbeda

Cennetine cennetine

Ben bu emellerim ile
Giremem oy cennetine
Rabbim bizi de af eyle
Koy bizide cennetineee

CENNETİNE CENNETİNE
KOY BİZİDE CENNETİNE
RABBİM BİZİDE AF EYLE
KOY BİZİDE CENNETİNE

Seni anlatamam

Aya sorsam yakamoza
parildayan yildiza
seni bana anlatirlar
damla damla gözyasiyla

Onun adi Ahmettir
Kainata Rahmettir
Nisanesi Sefkattir
Aleme Merhamettir

Sözlerim kifayetsiz
Gözlerim kalir fersiz

Anlatamam, anlatamam seni anlatamam.......

Güne sorsam dogan güne
güle meftun bülbüle
seni bana anlatirlar
vefali bir lisan ile

Onun adi Ahmettir
Kainata Rahmettir
Nisanesi Sefkattir
Aleme Merhamettir

Sözlerim kifayetsiz
Gözlerim kalir fersiz

Anlatamam, anlatamam seni anlatamam
seni anlatamam
seni anlatamam....

2 Mayıs 2009 Cumartesi

Veysel Karani

Veysel Karani (Uşşak)

Hakkın Habibinin sevgili dostu
Yemen illerinde Veysel Karani
Söylemez yalanı,yemez haramı
Yemen ilerinde Veysel Karani

Seherde kalkuben yola giderdi
Hakkın binbir ismin zikir ederdi
Allah Allah deyu deve güderdi
Yemen ilerinde Veysel Karani

Elinde asası hurma dalından
Eğninde hırkası deve yününden
Asla hata gelmez onun dilinden
Yemen ilerinde Veysel Karani

Aşık Yunus ey dür ben de varaydım
Ol mübarek hub cemalin göreydim
Ayağın tozuna yüzler süreydim
Yemen ilerinde Veysel Karani

Şol Cennetin Irmakları

Şol Cennetin Irmakları

Şol cennetin ırmakları
Akar Allah deyu deyu
Çıkmış İslam bülbülleri
Öter Allah deyu deyu

Salınır tuba dalları
Kur'an okur hem dilleri
Cennet bağının gülleri
Kokar Allah deyu deyu

Ol Allah'ın melekleri
Daim tesbihte dilleri
Cennet bağı çiçekleri
Kokar Allah deyu deyu

Aydan aydındır yüzleri
Şekerden tatlı sözleri
Cennette huri kızları
Gezer Allah deyu deyu

Kimler yeyip kimler içer
Hep melekler rahmet saçar
İdris nebi hulle biçer
Subhan Allah deyu deyu

Yunus Emre var yarına
Koma bu günü yarına
Yarın Allah divanına
Varam Allah deyu deyu

Sevdim seni mabuduma canan diye sevdim

Sevdim Seni

Sevdim seni mabuduma canan diye sevdim
Bir ben değil alem sana hayran diye sevdim

Evlad-ı iyalden geçerek ben ravzana geldim
ahlakını meth etmede Kur'an diye sevdim

Kurbanın olam Şa-ı Rusül kovma kapından
Didarına müştak olan yezdan diye sevdim.

Mahşerde nebiler bile senden medet ister
Gül yüzlü melekler sana hayran diye sevdim.

Kabe Yollarında

KABE YOLLARINDA

Başım açık yalın ayak
Düştüm Kabe yollarına.
Günahıma ağlayarak
Düştüm Kabe yollarına.

Dost ahbapla vedalaşıp
Nice sarp dağları aşıp
Halilullaha ulaşıp
Düştüm Kabe yollarına.

Musul, Bağdat ve Kerbela
Nurlar yağar her gün hâlâ
Hoştur deyip kaza bela
Düştüm Kabe yollarına.

Bazen açık bazen susuz
Bazen yorgun, hem susuz
Sabır isteyerek sonsuz
Düştüm Kabe yollarına.

Beytullahı görem diye
Taşına yüz sürem diye
Yoluna can verem diye
Düştüm Kabe yollarına.

Seher vakti bülbüller

SEHER VAKTİ BÜLBÜLLER

Seher vakti bülbüller
Nede güzel öterler
Açınca tüm çiçekler
Birlikte zikrederler
Aman Allah illallah
Dertlere derman Allah
Gönüle şifa veren
Lailahe illallah

Akşam olur giderler
Boyun büker çiçekler
Kim bilir ne söylerler
Feryad eder bülbüller
Aman Allah illallah
Dertlere derman Allah
Gönüle şifa veren
Lailahe illallah

Onlarda bütün dertler
Yine de şükrederler
Salat selam söylerler
Beytullaha giderler
Aman Allah illallah
Dertlere derman Allah
Gönüle şifa veren
Lailahe illallah

Aşkın ile aşıklar

AŞKIN İLE AŞIKLAR

Aşkın ile aşıklar
Yansın yâ Resullallah.

İçip aşkın şarâbın
Kansın yâ Resullallah.

Şol seni seven kişi
Verir yoluna başı

İki cihan güneşi
Sensin yâ Resullallah.

Aşık Yunus'un canı
Hilm-ü şefaat kanı

Alemlerin sultanı
Sensin yâ Resullallah.

BİZLERİ DE MAHRUM EYLEME ALLAH

BİZLERİ DE MAHRUM EYLEME ALLAH

Durmaz yanar vücudum Allah
Bizleri de mahrum eyleme Allah
Sensin benim maksudum Allah
Bizleri de mahrum eyleme Allah

Gül bülbülün ormanı Allah
Ver derdime dermanı Allah
Şükür erdik bugüne Allah
Bizleri de mahrum eyleme Allah

Halas eyle narından Allah
Ayırma didarından Allah
Cennette cemalinden Allah
Bizleri de mahrum eyleme Allah

Kandiller yana yana Allah
Dervişler döne döne Allah
Son nefeste imanından Allah
Bizleri de mahrum eyleme Allah.

La İlahe İllallah

LA İLAHE İLLALLAH

Bir avuçtuk biz,
göklere sığmayan
Bir avuçtuk biz,
cennete susayan.
Düşmez dilimizden
Sökülmez kalbimizden
En kutlu sözdür bu:
La ilahe illallah.

Yâr oldun gönlüme,
sevgi ektin içime
Tevhid binasında
gönlüm gönlün üstüne.
Düşmez dilimizden
Sökülmez kalbimizden
En kutlu sözdür bu
La ilahe illallah.

Alnımızın aklığı,
kafire kabus olur
Mazlumun canı yansa,
ahı bize dokunur.
Düşmez dilimizden
Sökülmez kalbimizden
En kutlu sözdür bu
La ilahe illallah.

Yan Yüreğim Yan

YAN YÜREĞİM YAN

Yan yüreğim yan
Gör ki neler var
Bu halk içinde
Bize gülen var

Koy gülen gülsün
Hak bizi bilsin
Gafiller bilsin
Hakkı seven var

Bu yol uzundur
Menzili çoktur
Geçidi yoktur
Derin sular var

Her kim merdane
Gelsin meydane
Kıyamaz cane
Kimde hüner var

Yunus sen burda
Meydan isteme
Meydanlar içinde canım
Merdaneler var.

Mevlana Gibi

MEVLANA GİBİ

Mesneviden ders aldım
Oldum Mevlana gibi
Uçsuz ummana daldım
Yüzdüm Mevlana gibi

Sağ elimi kaldırdım
Sol elimi daldırdım
Dilim kalbe indirdim
Döndüm Mevlana gibi

Yüceldim döne döne
Umudum hep o güne
Giderken o düğüne
Gülsem Mevlan gibi

Sağ elimi kaldırdım
Sol elimi daldırdım
Dilim kalbe indirdim
Döndüm Mevlana gibi

Hayranı der aşk versin
Şems gibi yoldaş versin
Canlar kemale ersin
Ersem Mevlana gibi

Sağ elimi kaldırdım
Sol elimi daldırdım
Dilim kalbe indirdim
Döndüm Mevlana gibi

Arayu arayu bulsam izini

ARAYU ARAYU

Arayu arayu bulsam izini
İzinin tozuna sürsem yüzüm
Hak nasip eylese görsem yüzünü
Ya Muhammed canım arzular seni

Bir mübarek sefer olsada gitsem
Kabe yollarında kumlara bassam
Hak nasip eylese yüzünü görsem
Can Muhammed canım arzular seni

Grup Genç - Şehitler Ölmez

Sevdim Seni Mabuduma

Sevdim Seni Mabuduma

Sevdim seni Mabuduma, canan diye sevdim
Bir ben değil alem sana hayran diye sevdim

Evladı ıyalden geçerek ben ravzana geldim
Ahlakını methetmede Kur'an diye sevdim

Kurbanın olam şahı resul, kovma kapından
Didarına müştak olan yezdan diye sevdim

Mahşerde nebiler bile senden medet ister
Gül yüzlü melekler sana hayran diye sevdim...

Taleal Bedru Aleyna

Taleal Bedru Aleyna

Taleal bedru aleyna
Minseniyyatil veda
Vecebeş Şükrü aleyna
Madea lillahida

Eyyühel Meb üsü fiyha
Citebil emril muta
Cite şerreftel medine
Merhaba ya hayrada

Ay doğdu Üzerimize

Ay doğdu Üzerimize

Ay doğdu Üzerimize
Veda tepelerinden
Şükür gerekti bizlere
Allah'a davetinden

Sen Güneşsin Sen Aysın
Sen nur üstüne nursun
Sen süreyya ışığısın
Ey Sevgili Ey Rasul

Medineye Varamadım

Medineye Varamadım

Medineye varamadim
Gül kokusu alamadim
Ben Rasül'e doyamadim
Yaraliyim yarali yarali

Kabenin örtüsü kara
Açti yüregime yara
Bulunmaz derdime çare
Yaraliyim yaraliyim yarali

Hacerül Esvedin tasi
Akittin gözümden yasi
Bulunmaz Rasül'ün esi
Yaraliyim yaraliyim yarali

Elimden tut kaldir beni
Ya vuslata erdir beni
Çok aglattin güldr beni
Yaraliyim yaraliyim yarali....

Medinenin Yollarına

Medinenin Yollarına

Birgün deyip nasip olsam
Medinenin yollarına
Bu biçare olan gönlüm
Düştü hasret narlarına

Ah Medinem gelemedim
Gül desteler dermedim
Murat dedim dua ettim
Muradıma eremedim

Hazırlanır hacıları
Güzel nurlu bacıları
Bendende selam götürün
Ey Medine yolcuları

Sinem yara kapanmıyor
Hasret ile yaşanmıyor
Medineye gönül verdim
Derdim büyük çekilmiyor

Dilediğim erişeyim
Sevdiğimle görüşeyim
Hak yeterki nasip etse
Öleceksemde öleyim

Allah-u Allah (Hicaz)

Allah-u Allah (Hicaz)

Ömrün bitirmiş viranemiyem
Aklın yitirmiş divanemiyem

Allahu Allah Allahu Allah
Allahu Allah Allahu Allah

Kanat vururum, döner dururum
Yanar kurururm, pervanemiyem

Allahu Allah Allahu Allah
Allahu Allah Allahu Allah

Yaşlı gözlerim, tutmaz dizlerim
Yolun izlerim, mestanemiyem

Allahu Allah Allahu Allah
Allahu Allah Allahu Allah

Aşkî can feda, olsa ne fayda
Aşk oku yayda, kemanemiyem

Allahu Allah Allahu Allah
Allahu Allah Allahu Allah

Cürmüm ile geldim sana

Cürmüm ile geldim sana

Ey rahmeti bol padişah
cürmüm ile geldim sana
ben eyledim hatsiz günah
cürmüm ile geldim sana

Rahman ALLAH Rahim ALLAH
tüm dertlere derman ALLAH
ben eyledim hatsiz günah
cürmüm ile geldim sana

Şehitler Ölmez Ölmez

Şehitler Ölmez Ölmez

Şehitler ölmez, ölmez, Şehitler ölmez, ölmez
Ölü demeyin aman, Ölü demeyin aman
Şehitler ölmez, ölmez, Şehitler ölmez, ölmez
Ölü demeyin aman, Ölü demeyin aman

Bir kucak söz senin için, Bir kucak söz senin için
Bir kucak dua bana, Bir kucak dua bana
Birkaç damla gözyaşı, Birkaç damla gözyaşı
Bir avuç mısra sana, Bir avuç mısra sana

Şehitler ölmez, ölmez, Şehitler ölmez, ölmez
Ölü demeyin aman, Ölü demeyin aman
Şehitler ölmez, ölmez, Şehitler ölmez, ölmez
Ölü demeyin aman, Ölü demeyin aman

Hasretlerde düzülmüş, Hasretlerde düzülmüş
Şehadetin Özlemi, Şehadetin Özlemi
Bekler yüreğim şimdi, Bekler yüreğim şimdi
Kahpe vuran bir mermi, Kahpe vuran bir mermi

Şehitler ölmez, ölmez, Şehitler ölmez, ölmez
Ölü demeyin aman, Ölü demeyin aman
Şehitler ölmez, ölmez, Şehitler ölmez, ölmez
Ölü demeyin aman, Ölü demeyin aman

Bir kucak söz senin için
Bir kucak dua bana
Kirpiklerim ucundan süzülen bir tutam bakış
Birkaç damla gözyaşı
Kara gözü hürriyetlerde dökülmüş bir avuç mısra sana
Hasretlerde düzülmüş şehadetin özlemi
Kuşanmış şehadeti ardın sıra
Bekler yüreğim şimdi kör kurşuna doymayı
Kim bilir benide bulurmu şahadet
Bir şubat soğuğu
Bir namaz çıkışı
Bir cami avlusunda
Olur mu Metin Yüksel’ce bir şehadet beni de
Metin yüksel’ce bir cihad sırasında
Şehit kanına doysun istiyorum kaldırımlar
Bulvarlar soğuk betonlar
Mermiler yuva yapsın şehit yüreklerde
Ölü demeyin onlara sakın
“Rab” katında diridirler oysa
İnsan için bir giz
Kanlarıyla yazdılar bak; ölmedik ölmeyeceğiz

Bir sabah namazında cami avlusunda şehit edilen Metin Yüksel için yazılmış bir şiir

Yanık Gönüller

Yanık Gönüller


Güller, sümbüller öter bülbüller,
Yanık gönüller mevlayı özler,

***

Hu diyen canlar, canda cananlar,
Aşkla yananlar mevlayı özler.

***

Elin ver bana, niyazım sana,
Yüreğim yanar, mevlayı özler.

***

Pervane, nare deme ah yare,
Mest olan yare, mevlayı özler.

Rabbim Allah

Rabbim Allah

İnse başıma bin yumruk,
Rabbim Allah diyeceğim,
Aksa kanım oluk, oluk,
Rabbim Allah diyeceğim.

***

Yusuf gibi düşsem suya,
Atsalar beni kuyuya,
Nice şeref duya, duya,
Rabbim Allah diyeceğim.

***

Elekten süzseler beni,
Taş ile ezseler beni,
Haykırık gönülden yine,
Rabbim Allah diyeceğim.

***

Sürseler yaban eline,
Atsalar zindan evine,
Haykırıp gönülden yine,
Rabbim Allah diyeceğim.

***

Başkoymuşum ben bu yola,
Ölüm bana düğün ola,
Hem başında, hem sonunda,
Rabbim Allah diyeceğim.

***

Ecel gelip öleceğim,
Ben kabire gireceğim,
Melekler sual sorunca,
Rabbim Allah diyeceğim.

Dağlar ile Taşlar ile Çağırayım Mevlam Seni

Dağlar ile Taşlar ile Çağırayım Mevlam Seni

Dağlar ile, taşlar ile,
Çağırayım Mevla’m seni.
Seherlerde kuşlar ile,
Çağırayım Mevla’m seni.

***

Gökyüzünde İsa ile,
Tur dağında Musa ile,
Elindeki asa ile,
Çağırayım Mevla’m seni.

***

Su dibinde mahi ile,
Sahralarda ahu ile,
Apdal olup ya huu ile,
Çağırayım Mevla’m seni.

***

Derdi aşkın Eyyub ile,
Gözü yaşlı Yakub ile,
Ol Muhammed mahbub ile,
Çağırayım Mevla’m seni.

***

Yunus okur diller ile,
Ol kumru büller ile,
Hakkı seven kullar ile,
Çağırayım Mevla’m seni.

Sordum sarı çiçeğe

Sordum sarı çiçeğe

Sordum sarı çiçeğe,
Annen baban var mıdır ?
Çiçek eydür; derviş baba,
Annem babam topraktır.

***

Sordum sarı çiçeğe,
Evlat, kardeş var mıdır ?
Çiçek eydür; derviş baba,
Evlat, kardeş yapraktır.

***

Sordum sarı çiçeğe,
Sizde ölüm var mıdır ?
Çiçek eydür derviş baba,
Ölümsüz yer var mıdır ?

***

Sordum sarı çiçeğe,
Boynun neden eğridir ?
Çiçek eydür derviş baba,
Kalbim hakka doğrudur.

***

Sordum sarı çiçeğe,
Sen beni bilir misin ?
Çiçek eydür derviş baba,
Sen Yunus değil misin ?

Mehmet Emin Ay - O Gece Sendin Gelen

Mehmet Emin Ay - O Gece Sendin Gelen

Arşın kubbelerine adı nurla yazılan,
İsmi semâda Ahmed yerde Muhammed olan,
Yedi katlı göklerde Hak cemalini bulan,
Evvel ahir yolcusu ya Hz.Muhammed.

***

Sağnak nur yağmurları inerken yedi kattan,
O gece sendin gelen ezel kadar uzaktan,
Melekler her zerreye müjde verirken Haktan,
O gece sendin gelen ya Hz. Muhammed.

***

Güneşler o gecenin nuruna secdederken,
Yıldızlar meşk eder içinde kainat vecd ederken,
Bütün hamdü senâlar yüce Rabbe giderken,
O gece sendin gelen ya Hz. Muhammed.

***

Kâbe’de şirk taşları putlar yere dönerken,
Cehalet bayrakları birer birer inerken,
Bin yıllık küfr ateşi ebediyyen sönerken,
O gece sendin gelen ya Hz. Muhammed.

***

O gece Save gölü mucizeyle kururken,
Kisra saraylarında sütunlar savrulurken,
Arzdan arşa alemler rahmetini bulurken,
O gece sendin gelen ya Hz. Muhammed.

***

Senki doğum kundağı ak bulutla örülen,
Doğar doğmaz Allah’a secde emri verilen,
Alnında alemlere rahmet tacı görülen,
Kainat efendisi ya Hz. Muhammed.

***

Senki güzel huyların ahlakın meş’alesi,
Sabır doruklarında beşerin en yücesi,
Senin cennet mekanın fakirlerin hanesi,
Gönüller hazinesi ya Hz. Muhammed.

***

Sana şahid sonsuzlar ezelden beri her an,
Sana şahid ayetler her zerre ve her mekan,
Senden uzak kalmaya nasıl dayanırki can,
Sen her canda canansın ya Hz. Muhammed.

***

Miraç gecesi birbir açılıyorken gökler,
Seni selamlıyorken her katta peygamberler,
Öyle bir an geldiki durdu bütün melekler,
Hakka yalnız yürüdün ya Hz. Muhammed.

***

Gönül gözü görmeyen can gözünü neylesin,
Dünya da dönmeyen dil mahşerde ne söylesin,
Mevla bütün beşeri ümmetinden eylesin,
Sancağının altında ya Hz.Muhammed.

***

Hak ile kul vuslatı o ilahi düğünde,
Hiç kimseden kimseye fayda olmayan günde,
Hasatları has tartar o terazi önünde,
Noksanlarım bağışlat ya Hz. Muhammed.

***

Bilirizki hükmü yok bu dünya nimetini,
Gönüldür sermayesi ahiret servetinin,
Sana salat ve selam gönderen ümmetinin,
Cennetler şahidi ol ya Hz.Muhammed.

Grup Genç - Kara Zulüm

Grup Genç - Kara Zulüm


Dinleyin insanlar dinleyin,
Bu yiğitlerin destanıdır,
Onların vakitleri şehadete ayarlıydı,
Gönülleri şehadete sevdalı,
Gün gelir o sevda ile kalkılır,
O sevda ile yola çıkılırdı,
Tek sevdaya doğru,
Gariplerin sevdasıydı bu,
Gönülleri bir,
Hüzünleri bir,
Sevinçleri birdi onların,
Anlayamazdı bunu kalbi mühürlenmişler,
Anlayamazdı kendi elleri ile,
Kendi kalplerini mühürleyenler,
Anlamadılar,
Bilemediler,
Bilemiyecekler,
Mahşere kadar,
Siz fe eyne teshebun,
Nereye bu gidiş ?
Nereye kadar ?

***

Güneşden muştularla geldi çocuklar,
Geceden sararan mevsimlerden, geçtiler.

***

Kanla çizilir,
Şafaklar yüreğin üstüne,
Geçilir, yardan sevgilerden,
Ölüm üstüne.

***

Kara zulüm, yağar gökten,
Üstüne toprağın,
Aydınlık bir gün doğar,
Doğar Mekke üstüne.

***

Kara zulüm, yağar gökten,
Üstüne toprağın,
Kurulur yeni bir dünya,
Gülistan üstüne.

***

Elim dolanır,
Gözlerine seherlerin,
Savaşcılar gelir ufukdan,
Cihad üstüne.

***

Kara zulüm, yağar gökten,
Üstüne toprağın,
Aydınlık bir gün doğar,
Doğar Mekke üstüne.

***

Kara zulüm, yağar gökten,
Üstüne toprağın,
Kurulur yeni bir dünya,
Gülistan üstüne.

***

Yağmurla söylenir,
Türküler kutlu çağa,
Cihada yürür savaşcılar,
Ölüm üstüne.

***

Kara zulüm, yağar gökten,
Üstüne toprağın,
Aydınlık bir gün doğar,
Doğar Mekke üstüne.

***

Kara zulüm, yağar gökten,
Üstüne toprağın,
Kurulur yeni bir dünya,
Gülistan üstüne.

***

Kanla çizilir, şafaklar yüreğin üstüne,
Geçilir yardan, sevgilerden, ölüm üstüne,
Kara zulüm yağar gökten üstüne toprağın,
Aydınlık bir gün doğar, doğar Mekke üstüne,
Kara zulüm yağar gökten üstüne toprağın,
Kurulur yeni bir dünya Gülistan üstüne,
Ellerim dolanır gözlerine seherlerin,
Savaşcılar gelir ufuktan cihad üstüne,
Yağmurlarla söylenir türküler kutlu çağa,
Cihada yürür savaşcı, şehadet üstüne.

Dursun Ali Erzincanlı - Sen Yoktun

Dursun Ali Erzincanlı - Sen Yoktun

Sen yoktun sultanım,
Hazreti Adem’deydi nurun,
Önce cenneti,
Sonra yeryüzünü şereflendirdin,
Adem nuruna affedildi,
Arafat bu affa şahitti.

***

Sen yoktun,
Nuhun gemisindeydi nurun,
Dalgalar yeryüzünü boğarken,
Taprağın bağrındaki su,
Gökyüzüyle buluşurken,
Ve bu bir ilahi azap derken,
Allah nurunu taşıdı binbir sebeple,
Tufan nurunu selamladı edeple.

***

Sen yoktun,
Hazreti İsmail’in alnındaydı nurun,
İbrahimi bir dua yükseldi kimsesiz çöllerden,
“Rabbimiz” dedi,
Onlara kendi içlerinden,
Senin ayetlerini okuyacak,
Kitap ve hikmeti öğretecek onlara,
Onları temizleyecek bir elçi gönder,
Amin dedi on sekiz bin alem,
Nurunla aydınlanan minicik ellerini semaya kaldırarak,
Amin dedi İsmail,
Hira Nur dağı amin diyerek ayağa kalktı,
Medine’den adı Uhut olan bir amin yankılandı Sevr dağında.

***

Sen yoktun sultanım,
Hazreti İsa, Ahmed diye muştuladı seni,
Alemlerin efendisi diye sana seslendi,
Artık ben sizinle çok söyleşmem dedi havarilerine,
Çünkü bu alemin reisi geliyor,
Bekleyin Ahmed geliyor,
Kainata rahmet geliyor,
Havarilerin yüzünü okşayan,
Ölüleri dirilten bir nefes oldun,
Ama sen yoktun,

***

Sen yoktun,
Hazreti Abdullah’ın alnındaydı nurun,
Başı eğik gezerdi mazlum,
Kuteyle göklerden seni sorardı,
Varaka seni arardı semada,
Anneler kız çocuklarını hep ağlayarak sevdiler,
Ağlayarak süslediler ölüme,
Ağlayarak “hadi dayına gidiyorsun” dediler,
Sen yokken sultanım,
Canlı, canlı toprağa gömülmenin adıydı dayıya gitmek,
Anne yüreğinin çıldırtan çaresizliğiydi,
Ve yavrusunun ölüme gidişini seyretmesiydi,
En son çocuk atılırken çukura,
Annesinin suretinde bir melek tuttu onu,
Ve tebessüm ederek Hira Nur dağını gösterdi,
Melekler süslüyordu Hira’yı,
Efendisine hazırlanıyordu Cebel-i Nur,
Efendisine hazırlanıyordu Mekke,
Alem efendisine hazırlanıyordu,
Kainatın gözü Hazreti Amine’deydi,
Toprak yalvarıyordu Rabb’ine,
Gel diye ağlıyordu mazlumlar gözleri semada,
Ve bir gelişin vardı Ya Rasulallah !
Bir inişin vardı yer yüzüne !
Önünde cebrail !
Ardında yalın kılıç melekler !
Bir inişin vardı yer yüzüne,
Yetimler en huzurlu geceyi geçirdi belki de,
Öksüzler annelerine sarıldı doya, doya.

***

Sonra bir sessizlik kapladı seher vaktini,
Herşey sus pus olmuştu,
Hadi diyordu yıldızlar, hadi diyordu ay,
Kainat bir isim duymak istiyordu,
Ve bir ses yükseldi Amine’nin evinden;
Muhammed !
Karanlıklar aydınlığa bıraktı yerini,
Muhammed !
Melekler öptü o nurdan ellerini,
Muhammed !
Seni yaratan Allah’a kurbanız ey dürri yekta !
Sana o adı veren Rahman’a kurbanız,
Artık sen vardın,
Susuz topraklara rahmet indi seninle,
Annenden sonra, anne Halime sevindi seninle,
Yağmura mı ihtiyaç var ?
Kaldır şehadet parmağını,
Yağmurları salsın Allah.
Sonra tut ağacın yaprağını,
Köklerini çıkarttırıp yanında yürütsün Allah,
Yeterki sen iste,
Sen iste Ya Rasulallah,
Deki ben kimim ?
Dağlar, taşlar dile gelsin,
Dilsiz çocuklar ellerinden tutup,
Ente Rasulallah desin,

***

Sen vardın,
Bedir kardı,
Uhut dardı,
Hendek yardı,
Yiğitlerin vardı,
Ölmek için yarışan yiğitlerin,
Hele bir Enes’in vardı Ya Rasulallah !
Uhut’ta öldüğünü duyunca arkadaşlarına,
“Niye burada oturuyorsunuz ?” diye sormuştu,
Onlar da;
“Allah’ın Rasulü öldürülmüş” deyince,
“Peki o öldükten sonra yaşayıp da ne yapacaksınız ?”
“Kalkın ve onun gibi ölün!” demişti,
Ve savaşın en yoğun olduğu yerde şehit düşmüştü,
Hem de ne şehit ey nebi !
Vücudu yaralardan tanınmaz haldeydi.
Kızkardeşi ancak parmaklarından tanıdı onu,
Musab Bin Umeyr’in vardı senin,
Uhut’ta sancağını taşıyan,
Öyle bir aşkla sana bağlıydı ki,
Allah o gün melekleri Musab’ın suretinde indirdi,
Ebu Hureyren vardı,
Acıkınca mescidin önünde durur sana bakardı,
Sen anlardın,
“Ya Ebâhir gel !” derdin,

***

Ve sen gittin,
Bir gidişle gittin,
Ardında hüznün kaldı,
Hasretin kaldı göklerde,
Bilal ezan okuyamaz oldu,
Ne zaman teşebbüs etse,
Muhammed Rasulullah demeye,
Dizleri üstüne çöker kendinden geçerdi,
Sonra günler ay,
Aylar yıl oldu,
Ve asırlar oldu,
Sensizliğe açtık gözlerimizi,
Ama sen bırakmazsın bizi,
Sen varsın ey şehitlerin sultanı,
Sen varsın !
Bir şehit bile ölmezken,
Sana nasıl yok deriz,
Ebu Talip Şam’a giderken devesinin önüne geçip,
“Beni burda kime bırakıp gidiyorsun ?” demiştin,
“Ne anam var ne babam ?”
Ebu Talip bırakmamıştı bu yüzden,
Sensizliğin ızdırabıyla inleyen ümmetini kime bırakıp gidiyorsun Ya Rasûlallah ?
Bırakma bizi ki;
Allah;
Sen onların içindeyken onlara azab edecek değiliz buyuruyor,
Bırakma bizi !
Hayatı seninle öğretti Rahman,
Kulluğu seninle tanıdık,
Duayı senden öğrendik sevgili !
Hazreti Ömer Umre için senden izin isteyince,
“Kardeşcik” dedin ona,
“Kardeşcik duanda bana da yer ayırır mısın ?”
Bizler Ömer değiliz ama,
Bütün dualarımız senin için,

***

Ey Rabbimiz !
Rasulünü anışımızdan haberdar et !
Ona binler salat, binler selam !
Habibine Makam-ı Mahmut’u ver,
Ona vesileyi lutfet,
Onu refik-i Ala’ya yükselt,
Bizi de affet,
Onun hatrına affet,
Zatının hatrına affet.
Ne olur affet bizi,
Bizi affet.

Dursun Ali Erzincanlı - Medine

Dursun Ali Erzincanlı - Medine

Bu ağustosu ilk defa görüyorum,
Tanıdık mı tanıdık, aşina mı aşina,
Bir gece bu kadar mı sıcak olur ?
Ve bir gece bu kadar mı güzeldir ?
Bu geceyi ilk defa görüyorum,
Yorgunluğu unutmuş onlarca insan,
Hepsinin gözlerinde çocuksu bir merak, çocuksu bir huzur,
Bu hali ilk defa görüyorum,
Hangisine dokunsam sevinçten ağlayacak,
Bayramlık almış çocuklar gibi masum bir neşe,
Mesafeler kısaldıkça Medine yaklaşıyor,
Bu bir rüya mı Allah’ım ?
Bu ne güzel rüya Allah’ım,
Şafak sökünce Sevgili’nin yurdunda mı olacağız ?
Bu hiç beklenmedik bir yolculuk,
Beklenmedik bir davetle başlanan,
Ve beklenmedik bir kabul gerçekleşiyor sanki
Yıllar yılı hasret çek ama, o hasretin yükünü bir sonraki güne,
Başkaları gidince o vuslat düğününe, özlemle biriktir,
“Daha çok öte de” diyen hayal dünyana bırak,
Sonra uzan ve uyu, tam uykuya dalarken biri uyandırıp diyor ki:
“Vakit geldi, kalk bakalım, işte vuslat gecesi”
Bu vuslatı ilk defa yaşıyorum
Medine yolcuları toparlanıyor, vakit geldi işte,
İşte vaktin gayesi, gece gündüze dönüşürken,
Gecenin son, gündüzün ilk hediyesi,
Yemyeşil bir kubbe, Sevgili’nin yurdu Medine,
Ey Medine !
Ben bu yurda ilk kez geliyorum,
Ve ilk kez ruhumla yürüyorum.

Ezeli Nur

Nurdan çehrendeki bu nikab da ne,
Güneşlere tâç giydiren ışıkken?
Hep hicranla bunca yıl bunca sene
Geçmiş gidiyor.. baharlar beklerken!
Doğ ruhlara Arş’dan gelen bürhanla,
İnlet dört bir yanı altın sadânla;
Hayat üfle sihirli râyihanla,
Hak adına üfül üfül eserken..
Konuş ki, hatipler haddini bilsin,
İlâhî nefhanla ruhlar dirilsin;
Sâyende tâ zirvelere erilsin,
Başlamış gökler de bunu dilerken..
Ey mukaddes Kitap, ey ezelî nûr,
Ey iklimi ziyâ etrafı huzûr!
Son demde bir kere daha ne olur,
Ağar, ışık karanlığı boğarken!..
Bahar olmasa da sonbahar olsun,
Cihanlar bütün âvâzınla dolsun;
Yeniden nâmın her yanda duyulsun,
Şu fânî ömürlerimiz biterken!..

Ağlama Karanfil

Ağlama karanfil
Beni de ağlatma, sil gözyaşlarını...
Yeşerecek sevdan kutlu tohumlarla
Körpe dudaklarda

Aldırma söylenen o sözlere
Sen dağıt etrafa mis kokunu
Umudu, sevgiyi özlemlerini
Ve hasretleri

Susadım karanfil
Çöllerde kavrulan kurumuş toprak gibi
Kelepçe vurulmuş yemyeşil gövdene
Ben özgürlüğe hasret...

Ömer Karaoğlu - Şehit Tahtında

ŞEHİT TAHTINDA

Şehit tahtında Rabbe gülümser
Ah binler ce canım olsaydı der
Şehit tahtında Rabbe gülümser
Canım bedeli bir sofradan yer

Ümitsiz olmaz ümitsiz olmaz
Sevdasız olmaz sevdasız olmaz

Dağları oyup zindan etseler
Allah nurunu söndüremezler
Dağları oyup zindan etseler
Davamın önüne geçemezler

Yarasız olmaz Çilesiz olmaz
Şehitsiz olmaz Kurbansız olmaz

Şehit tahtında Rabbe gülümser
Ah binler ce canım olsaydı der
Şehit tahtında Rabbe gülümser
Canım bedeli bir sofradan yer

Karanlık ölür zülümat ölür
Gözler önünde ve Ölüm ölür

Anladım artık Uhud ve Bedir
Ve Ümit sevda Şehadet nedir
Soludum Kanri Mahşer anını
Ümidi Şehidi ve Sevdayı

Şehit tahtında Rabbe gülümser
Ah binler ce canım olsaydı der
Şehit tahtında Rabbe gülümser
Canım bedeli bir sofradan ye

Yitik Sevda

Hasret ötüşleri bitmeyen kuşlar
Yitik sevdamızı getirin artık.
Allah'ın yoluna konulan başlar
Yitik sevdamızı getirin artık.

Şafağın şebnemi bıngıldayan kan
Nurlar çeşmesinde şakırdayan can
Kurşunlar yüreği, kurşunlar canan
Yitik sevdamızı getirin artık.

Bir yağmur sonrası ebemkuşağı
Fısıldar toprağa ister başağı
Erenler otağı, bulgular çağı
Yitik sevdamızı getirin artık.

Bir seher vaktinde çekilen zikir
Bir gül bahçesinde ölümler bâkir
Bir gazve bitiminde göveren fikir
Yitik sevdamızı getirin artık.

Güllere Vurgunum

Güllere vurgunum güllere sevdalı,
Bana güller derin kırmızı güller verin
Kan rengi hüzünlü şehit edalı,
Bana güller derin kırmızı güller verin

Güller ağlar bana bu derdi güller anlar
Bana güllerimi güllerimi verin

Gül yüzlü şehadet gülleri derin,
Gül kokulu yâre, yâre gönderin
Ölsem ölsem yine dirilsem derim,
Bana güller derin kırmızı güller verin

Güller ağlar bana bu derdi güller anlar
Bana güllerimi güllerimi verin

Gün olur yaprağı düşer güllerin,
Bu can ten evinden çıkar giderim
Sevdam güle döner ben de gülerim,
Bana güller derin kırmızı güller verin

Güller ağlar bana bu derdi güller anlar
Bana güllerimi güllerimi verin..